Evlerini, sevdiklerini, hayallerini kaybedenler birbirlerinin yaralarını sarmaya başladı. Kentlerde yıkılan binaların enkazı kaldırılırken beşerler bu acıyla da yaşamayı öğrenmeye çalışıyorlar. çok şey değişse de kimi şeyler birebir kalıyor; çocuklar artık meskenlerinin önündeki parkta değil, çadır kentteki parklarda koşup oynuyor, bayanlar yemeklerini apartman komşularıyla değil, konteynır kentteki yeni komşularıyla paylaşıyor. Zelzelenin birinci saatlerinden itibaren bütün imkânlarıyla bölgeye akın eden devlet de yüreği buruk depremzedelerin yarasını merhem olmaya efor ediyor. Bir yandan çadır kentler, bir yandan konteyner kentler derken yetişkinler ve çocuklar için toplumsal alanlar oluşturuluyor. Depremin ikinci ayında Milliyet gazetesi foto muhabirlerinin kadrajına yansıyan kareleri sizler için derledik.
Yorum Yok