“Tarih disiplini içine dalmak, mukayeseli okumak için bir hususta iki üç Tane yapıta bakılmalı” diyen İlber Ortaylı, “Ters okumalar yapman lazım. çok ilgilendiğiniz bir dedikoduda, bir olayda nasıl Biricik kişiyi değil üç kişiyi birdenbire dinlersiniz ister istemez, onun üzere bir şey” dedi.
“COĞRAFYA BİLMENİZ GEREKİYOR”
Tarihe bir slogan olarak bakılmaması gerektiğini belirten Ortaylı, “Bunu yaptığınız Lahza zati bir Kuşku geliyor, o Vakit slogan halinde tarihe bakılmıyor bu Fazla kıymetli. Türkiye’nin en Aka sorunu bu. İkincisi de zati Fazla eski bir tarih üzerinde oturuyoruz. Kendi ulusal tarihimiz Fazla farklı coğrafyalarda geçmiş. Yani bir Türk’ün kendi tarihini bugünkü Türkiye coğrafyasıyla sınırlaması Muhtemel değil. Biz geç geldik Anadolu’ya. Münasebetiyle bir uzantı Laf konusu. Coğrafya bilmeniz gerekiyor. Bunu daima kaale alacaksınız. O Vakit ne oluyor? Tabi değişik fikrin etkisi altında kalacaksınız. Sloganla konuşamazsınız. Sloganla konuştuğunuz takdirde Anlatım edemiyorsunuz bu oluşumu. Hiçbir halde kimliğinizi de anlayamıyorsunuz, oluşan siyaseti de anlayamıyorsunuz, yaşadığınız vatanı da âlâ anlayamıyorsunuz. Yani toplumun farklı direniş noktalarını anlayamıyorsunuz. Bu sizi bir formda kimi şeylerden çekiyor yahut birtakım şeylerin de üstüne yürümenizi gerektiriyor” sözlerini kullandı.
“TÜRK SİNEMALARI DEĞERLİ BİR KAYNAK”
Sinemayı sevdiğini vurgulayan Ünlü isim, “Benim kolumdaki sinemaların hepsini ne yapıp edip görürüm. En parasız, en imkânsız vakitlerde bile sinemaya giderdim. Türk sinemalarını Aleni hava sinemasında bile seyrettim. Türk sinemaları o devirleri görmede Kıymetli kaynaklardan biri. Zira orada, İstanbul’un kendi mahalle lehçeleri kullanılıyordu. Onların anlayışı, tasavvuru, hayata bakışları, iffet anlayışı, Haysiyet anlayışı, dürüstlük anlayışı hepsi oradan takip ediliyordu” biçiminde konuştu.
“Bir Devre sineması yapılsa hangisini görmek isterdiniz?” sorusuna Ortaylı, “19. Yüzyıl Fazla hoşuma masraf. O asrın hayatı çekilebilir. Hepsi hoş olur. Kafi ki bilgi edinin. Yasal zamanı de olur, 3. Ahmet bölümü de olur. O Fazla farklı bir Çağ ancak nasıl baktığınızda, nasıl karşılaştırdığınıza bağlı” yanıtını verdi.
“BİZİM MİLLETİMİZ ÇOCUKLARA NAZARAN TARİH KİTABI YAZMAYI BİLMİYOR”
İlber Ortaylı, “Bizim milletimiz çocuklara nazaran tarih kitabi yazmayı bilmiyor. O Fazla Acı bir şey. Çocuklar için yazmak Fazla Değerli bir edebiyat. Yeni yeni kimi kabiliyetli muharrirlerimiz, çocuklar için birtakım kıssalar yazmaya başladılar. Benim vaktimde Kemalettin Kamu, Fuat Tunc vardı. çok azdı sayıları. Artık bakıyorum çıkıyor. Bu beni sevindiriyor. Ama tarih yazmak kolay Amel değil. Kendi tarih kitabında saçma sapan fasıllar, Ege adalarının coğrafyasını anlatır. İlkokul 4’teki çocuğa dersin ki; burada bu türlü bir sürü adalar vardır, orada bilmem ne vardır. Bugün evvelden böyleydi dersin. Hiçbir Vakit talim terbiye heyetleri bu kitapların edebi kalitesine, pedagojik istikametine dikkat etmemişlerdir. Daimi muhteva değiştirir. Bir dünya milleti dünya tarihini bilmek zorunda. Fasıl fasıl ölçüsüyle” yorumunda bulundu.
“İLLA İNGİLİZCE ÖĞRENECEKSİN”
Tarihçi olmak için yapılacak en Kıymetli şeylerden birinin lisan öğrenmek olduğunu belirten Ortaylı, “Tarihçi olmak için yapılacak şey Fazla kolay. Daimi tarih kitabı okuyacaksınız. İlla ki bana sorarsanız bizim için lazım olan şey lisanı öğrenmek değerli. Sevmediğiniz lisanı öğrenmeye, sevdiğinizi de beslemeye çalışmak Fazla kıymetli. Yani illa İngilizce öğreneceksin. Ben sevdiğim lisanı öğrendim. imkan olsaydı Evvel Latince öğrenmeye başlardım. Rusça ve Almancayı konuttan öğrendim. Fransızcamı Zeliha Berksoy’un babasına borçluyum, Fazla güzel öğretiyordu” dedi.
“İNSANOĞLU KAFESE GELEMİYOR”
Ünlü tarihçi, seyahat hürriyetiyle ilgili niyetlerini, “Avrupa’ya gitmek benim gençliğimde bugün gitmekten kolaydı. Seyahat hürriyetinin kısıtlanmasına nihayet derecede karşıyım. Seyahat hürriyetinin kısıtlanması bir ülkeyi yıkar. diyar için uygun bir şey değil. Zira insanoğlu kafese gelemiyor” kelamlarıyla anlattı.
“UNUTULMAK İSTENEN BİR YÖNETİCİ OLMADIM”
Topkapı Sarayı’nda yönetici olarak uzun yıllar misyon yapan İlber Ortaylı, yöneticilikle ilgili de açıklamalarda bulundu: Yönetici olmak Fazla farklı. Bizim Fazla Çok alışık olduğumuz bir şey değil. İnsanın sonunu bozan olaylar oluyor. çok fazla da Sevinç duyduğun oluyor. Ben Topkapı’da gözden çıkarılmayan, unutulmayan, unutulmak istenen bir yönetici olmadım Allah’a şükür. Oranın müdürü olmak o kadar Kıymetli ki. Birebir imtiyaza Öbür müzelerde de sahip oldum.
Yorum Yok